wpress
[Gazeteci Dean Shmuel Elmas’ın Globe’s sayfasından alıntıdır]
İsrail-Türkiye Ticaret Odası Başkanı Gad Shoshan, Türkiye’nin İsrail’e zarar verecek daha fazla ticari önlemle vurabileceği konusunda uyarıyor.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Şakir Özkan Torunlar bir süredir Ankara’dayken, İsrail’in Türkiye Büyükelçisi Irit Lillian Ekim ayında İsrail’e döndü ancak ikisi de İsrail-Türkiye ilişkilerinde Türkiye’nin İsrail’e ihracatının yasaklanması kadar büyük bir çalkantı hatırlamıyor. Gerekli öğeler.
Bu karar, 2024 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’nin İsrail’e yaptığı ihracat miktarının geçen yılın aynı çeyreğine göre %28 oranında azalması sonrasında alındı. Bu düşüş, Türkiye’nin İsrail ile ticarete zarar verecek önemli tedbirleri olmadan gerçekleşti, ancak iç hassasiyetler olumsuz yönde etkiledi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu son olağandışı adımı onaylamaya karar verdi.
Ön saflarda bu durumla mücadele eden İsrail-Türkiye Ticaret Odası Başkanı Gad Shoshan var. 20 yılı aşkın süredir Türkiye ile ticaret yapıyor ve Ankara ile en iyi ilişkilere sahip İsrailli isimlerden biri olarak kabul ediliyor. “Globes”a Türk tarafından duyduğu sesleri, İsrailli ithalatçıların kendisine neler söylediğini ve bunun Türkiye’nin atacağı ilk adım olup olmadığını anlatıyor.
“Hiç şüphe yok ki Türklerin cephanesi daha fazla”
Shoshan, “Türk arkadaşlarımdan ne olduğunu ve nedenini açıklamalarını istedim, onlar da ‘bu bir açıklama’ dediler” diyor. “Öte yandan İsrail’de zaten sevkıyatları durdurduklarını ancak bunun açıklamayla alakası olmadığını iddia edenler de var. Nakliyecilerden henüz bir ses duymadık ama bu ciddi bir açıklamadır ve bu açıklama aykırıdır. Bu, hiç kimse açısından sağlıklı ve iyi bir açıklama değil, ancak şu an için gerçek anlamda bir eylem bilinmiyor. Bazı bölgelerde Türklerin herhangi bir zarar vermesi beklenmiyor.”
Türk bağlantılarınızla sürekli iletişim halinde misiniz? Sana ne söylüyorlar?
“Kullandıkları kelime konusunda son derece dikkatliler ve bazı şeylere dikkat edilmesi gerektiğini, bunun dikkate alınması gereken siyasi bir açıklama olduğunu söylüyorlar. Bu, genel tablodan ayrılamayan, bütünü yansıtmayan bir olaydır. Sadece Gazze’yi kapsıyor; Türkiye’deki son seçimleri de kapsıyor.”
Mart ayı sonunda yapılan yerel seçimlerde Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarihi bir yenilgiye uğradı. İlk olarak tüm büyük şehirleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) kaptırdı.
Ancak bundan daha az ciddi olmayan, 600 sandalyeden dördünü alarak Türk parlamentosunda önemsiz bir parti olan Yeni Refah Partisi (YRP), Erdoğan’ın oy verme merkezi olarak kabul edilen iki ilçedeki bloğunu yenmeyi başardı: Şanlıurfa. ve Yüzget. Aynı küçük parti bunu, Türkiye cumhurbaşkanını İsrail ile ekonomik bağları nedeniyle eleştirirken başardı. Bu partinin üst düzey yetkilileri kampanyaları sırasında defalarca “Büyükelçiyi sınır dışı edin ve İsrail ile ticareti kesin” dediler.
Hiç şüphe yok ki, bu ağır yenilgi ve Türkiye Cumhurbaşkanı ve çevresinin, İsrail ile ticaretin Türkiye içinde seçim açısından kendilerine zarar verdiğini fark etmesi, bu alışılmadık adımı da kaçınılmaz olarak etkiledi. Türkiye’nin ihracat yasağını açıklamasının hemen ardından İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Dışişleri Bakanlığı ekonomi bölümüne, İsrail’in Türkiye’ye ihracatını durduracağı kapsamlı bir ürün listesi hazırlanması talimatını verdi. İfadesi, her durumda hükümetten korkan Türk medyası için İsrail saldırganlığını tasvir etmek için “yakıt” olarak hizmet etti. Shoshan, “Dikkatli olmalısınız. Siyasi açıklamalar artık çok hassas” diyor.
Bunun birkaç önlemden yalnızca ilki olduğundan endişe duyuyor musunuz?
“Türkler bunun birçok önlemden ilki olduğunu kendileri söyledi. Birkaç adım planladıklarını söylediler ve daha fazlasının hazır olduklarına şüphe yok. İsraillilerin taahhütlerin yerine getirileceği yönündeki iddiası yanlış. Artık çabalamayı bırakmalıyız.” Haklı olun, uzun vadeli politikalardan bahsedin. Ticaret savaşı başlatmayın, çünkü bundan kimse kazançlı çıkmaz. Ben de Türklere şunu söylüyorum: bizim derdimiz rehinelerdir. İsrail’e baskı yapmak yerine, rehinelerin serbest bırakılması için baskı yapmalısınız. rehineler.”
Shoshan, görevi gereği, özellikle kriz zamanlarında Türkiye ile ticaret yapan İsraillilerin adresi ve bilgi kaynağıdır. “Ne olacağı konusunda endişeler var” diyor. “Başka alternatif olmadığından korkuyorlar ve şimdi bunları inşa etmemiz gerekiyor. Türklere karşı sakinleştirmeye çalıştığım pek çok öfke ve duygu var. Bu yıllarca süren politikalardan kaynaklanıyor: bağımlılığı değil ticareti geliştirmeliyiz. İsrail’in son 20 yıldaki politikası bağımlılık yarattı. Türkler İsrail’in yumuşak karnına nasıl baskı yapacağını biliyordu.”
İsrail-Türkiye Ticaret Odası Başkanı, durumu şöyle özetliyor: “Türkiye’den gelen domateslerde ne kadar çılgın bir durum olduğunu gördük ama onlar olmadan imkansız olduğu için tekrar ithal etmeye başladılar. Enerjiyi içeriye yönlendirmeniz gerekiyor. Beni rahatsız eden Türkiye değil, İsrail’dir.
“İnsanların ‘Türklere nasıl iş vereceğiz?’ diye sorduğunu duydum. Ayrıca oradaki ücret ve çalışma koşulları sorunları nedeniyle, Çin’de de sorunlar var ama ithalat yapmak zorunda olduğumuz için oradan ithalat yapıyoruz, Türkiye’de işçi-işveren ilişkilerini düzeltmeyeceğiz, tıpkı bağımlı olmayan bir ada olamayacağımız gibi. İthalat konusunda bir kapsayıcılık politikası gerekiyor, Allah göstermesin durum ekonomik boykot savaşına dönüşür, bu da felaket olur.”
[Önemli Not: Gazeteci Dean Shmuel‘in yazıları Globe’s/Blok Sayfaları üzerinden kopyalanmaktadır. Gazetemizle Hukuki ve Organik hiçbir bağı bulunmamaktadır.]
