[Gazeteci Yazar Özgür Taştan’ın Blog sayfasından alıntıdır]
Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği Aksa Tufanı saldırılarıyla 1400 kişi hayatını kaybetmiş, 200’den fazla kişi de rehin alınmıştı. Yaklaşık 46’nci gününe giren savaşı İsrail’de bizzat takip eden Deneyimli Gazeteci ve Savaş muhabiri Özgür Taştan Türkiye ile İsrail arasında, savaşa rağmen devam eden diplomatik ilişkilerimizi, İsrail’in ne yapmak istediği ve savaşın ne zaman biteceği konusunu İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Arye Sharuz Shalicar ile konuştu.
– Kaçırılan rehinelere ulaşılamadığı için İsrail halkının tepkisini görüyoruz. Rehinelere neden ulaşılamıyor sizce?-
Hamas’ın saldırısına uğradığımız 7 Ekim’den bu yana 235’ten fazla rehineyi kurtarma çabalarımız devam ediyor. Hamas tarafından Gazze Şeridi’ne kaçırılan bu insanları teröristlerin elinden kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
-İsrail-Hamas savaşı sonrasında Gazzelileri nasıl bir hayat bekliyor?-
Öncelikle Gazze Şeridindeki insanlar (Filistinliler) hiçbir zaman düşmanımız olmadılar, şimdi de değiller. Bu nedenle, Gazze Şeridindeki sivil halkın güvenli bölgelere ulaşabilmesi için; İnsanı koridor oluşturma, ilaç, su, yiyecek ve yardım taşıyan kamyonların içeri girmesine yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz; Hedefimiz sivil vatandaşlar değil Hamaslı teröristler ve bunları kesin bir şekilde vuracağız.
Şimdi bu savaş bittikten sonra insanları ne bekleyecek… Büyük bir soru, çünkü bu büyük ölçüde Hamas’a bağlı; önümüzdeki birkaç gün, bir kaç hafta, İsrail ile savaşmaya nasıl devam edecekler mi? Bakın biz bunları konuşurken Hamas hala Gazze Şeridinden İsrail’e roket fırlatıyor, biz de halkımızı korumak için savunma tedbirlerimiz ile karşılık veriyoruz, bu böyle devam edecek. Öte yandan kaçırılan 235’ten fazla vatandaşımızı rehin olarak tuttukları sürece insanlarımızı kurtarmak için 6 haftadır aldığımız bu tedbirleri sürdürmenin başka yolunu görmüyoruz.
-İsrail ordusu savaştan sonra Gazze’de kalacak mı? Halk şu sorunun cevabını merak ediyor; peki İsrail savaştan sonra Gazze’de kalacak mı kalmayacak mı?-
İşte bu noktada, yani savaşın başlamasından 6 hafta sonra kararlı olduğumuz iki ana hedefimiz var. Birinci hedefimiz 7 Ekim’de kaçırılan 235’ten fazla İsrailliyi Hamas’ın elinden kurtarmak, İkinci görevimiz ise Hamas altyapısı ve Hamas teröristleri, Hamas’ı parçalayıp yok etmektir. Sahip olduğumuz iki hedef bu. Daha sonra ne olacaksa daha sonra da olacak. Şimdilik her şeyi bu 2 hedef çerçevesinde düşünüyor ve yapıyoruz.
Türkiye’nin İsrail-Hamas savaşına ilişkin siyasi duruşunu nasıl buluyorsunuz? Sizce Türkiye İsrail’i mi destekliyor?
“UMARIM TÜRKİYE İSRAİL’İ HATIRLAR”
Türkiye’nin ne yaptığını, ne yapmadığını takip etmedim. Bir ordu personeli olarak, yaklaşık bir yıl önce, depremde Türkleri kurtarmak için Türkiye’ye çok büyük bir kurtarma ekibi heyeti gönderdiğimizi hatırlıyorum. Sanırım Türkiye’ye gelen ve Türk hayatlarının kurtarılmasına yardımcı olan Azerbaycan’dan sonra ikinci büyük uluslararası delegasyona sahibiz. Umarım Türkiye bunu hatırlar çünkü biz Türkiye ile dost olmak istiyoruz.
Hastanelerin beklendiği gibi Hamas’ın karargâhı olmadığına dair haberler var. İsrail ordusunun Hamas’a ulaşabileceğini düşünüyor musunuz? Bu konu hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Gazze Şeridinin içinde gerçek anlamda askeri yerleşimler yok. Genellikle sivil altyapı arasında faaliyet gösteriyorlar; bu da insanların yaşadığı, insanların okula gittiği, insanların tedavi edildiği yerler (örneğin hastaneler), insanların camilerde ibadet ettiği yerler, yani teröristlerin komuta ve kontrol merkezleri. Şifa, Rantizi, Kudüs ve diğer birçok hastane teröristler tarafından komuta ve kontrol merkezleri olarak kullanılıyor. Bu, Hamas operasyonunun kalbinin bir hastane veya bir okul olduğu anlamına gelmiyor, terör faaliyetlerini yürüttükleri tüm bu sivil altyapılara yıllardan beri sızdıkları ve bizlerin de tek tek gidip bunları söktüğü anlamına geliyor, birer birer.
İsrail ordusu Gazze’deki hastaneler hakkında ne düşünüyor? Şu anda sürekli operasyon altında olan iki hastane var Şifa ve Rantizi değil mi? Gerçekten tüm sorunların bu hastanelerden mi kaynaklandığını düşünüyorsunuz?
“CERRAHPAŞA’DA MAKİNALI TÜFEKLER ÇIKSA NE YAPARSINIZ?”
Şifa, Rantizi ve Kudüs gibi zaten yoğunlaştığımız birkaç hastane var ve Hamas’ı bu hastaneler içerisinde faaliyet gösteriyor bunları parçaladığıma emin olmak için sürekli operasyon içerisindeyiz ve operasyonu genişleteceğimiz diğer bölgelerde var. Zaten bu hastanelerden RPG ler, silahlar, makineli tüfekler ve normal bir ülkede göremeyeceğiniz her türlü terör silahını bulduk ve yayınladık, tüm bu silahları normal bir hastanede göremezsiniz. Mesela İstanbul’da Cerrahpaşa Hastanesini düşünün. Düşünsenize Cerrahpaşa’nın içinden bu makineli tüfekler çıkıyor, Türk halkı bu konuda ne düşünürdü?
Ama biz takip ettiğimiz kadarıyla hastaneden çok az sayıda silah çıktığını gördük… Hastaneden çıkan 4-5 silah, bu büyük bir hacim değil!
“ŞİFA HASTANESİ’NİN ALTINDA, ADETA BAŞKA BİR DÜNYA VAR”
Yüzlerce silah bulduk, Şifa hastanesinde ve Rantizi hastanesinde bulduğumuz yüzlerce silahın resimlerini yayınladık ve büyük bir yerleşke olan Şifa hastanenin hemen yanında kazılmış tünelleri gösterdik, bu tek bir bir bina değil, Yani Hastane yerleşkesinin içinde bir tünel var, aşağıya indiğinizde Şifa’nın altında başka bir dünya olduğunu görüyorsunuz! Hastane altında tünellerin ne işi var, bu bir sorun değil mi? Tespit ettiğimiz bu tünellerden yavaş yavaş ilerleyerek yer altındaki bu teröristlerin saklandıkları yerlere yaklaşmaya çalışıyoruz…
Sizce Hamas militanları şu anda yerin altında mı kalıyor?
Hamas, ulaşmak istediği yerlere yüzlerce kilometrelik terör tüneller inşa etti. Buralardan Roketleri hareket ettiriyorlar, kendilerini nereye hareket ettiriyorlar, büyük olasılıkla kaçırılan insanları da buralardan taşıyorlar ve biz bu tünellerin bazılarını zaten tespit ettik, bazılarını yok ettik, bazılarını da Rantizi Hastanesi’ndeki gibi filme aldık. Düşünsenize hastanenin 150 metre altında, Hamas komutanının kaldığı daireden Gazze Şeridinin kuzey kısmındaki Rantiz adlı çocuk hastanesine giden -kendine ait- özel bir tünel var! yani kendine ait bir tünel. Türkiye’de böyle bir şeyin olabileceğini düşünüyor musunuz? Temelde Hamas teröristlerinin kendi halkını, kendi çocuklarını, kendi hastanelerini, kendi camilerini, güvenli yerler olması gereken her yeri nedense bir karargah gibi kullandıkları çok garip bir gerçe ile karşı karşıyayız.
İsrail ordusuna göre, “Hamas tam anlamıyla ortaya çıktı mı? Yoksa hâlâ saklanıyor mu? Eğer hâlâ saklanıyorsa bu İsrail ordusu açısından nasıl bir zorluk yaratıyor?
Nasıl çalıştıklarını gördük. Çok korkakça çalışıyorlar. Asker gibi savaşmıyorlar, yani karşımızda orduya karşı savaşan kimse yok. Sivillerin arasında gizlenerek savaşıyorlar. Kadınlar, çocuklar, hastanelerdeki hastalar, camilerdeki inananlar, okula giden çocuklar, buralardan roket atıyorlar… savaşmayı sevdikleri yerler buralar, hareket etmeyi sevdikleri yerler halkın arası, çünkü biliyorlar ki biz IDF olarak buraları hedef almıyoruz. Buralar çok sayıda sivilin olduğu yerler. Teröristleri vurmak için mümkün olduğunca hassas olmaya çalışıyoruz. Hamas kendilerini insanlarla, sivillerle, kadınlarla, çocuklarla kuşatmayı seviyor, bu da savaşı daha sorunlu hale getiriyor, bizim için daha uzun sürüyor çünkü onları havadan vurmak istemiyoruz çünkü bu durum çok fazla ikincil bir hasara sebep olur. Bu yüzden kara birlikleriyle içeri giriyoruz. Ancak Kara birlikleriyle Gazze Şeridi’ne girmek riskli çünkü düşman arazisine giriyorsunuz ve diyelim ki silahlı çatışmaya girdiğiniz takdirde karşı taraf, yani Hamas, kendi halkını kalkan olarak, canlı kalkan olarak kullanıyor. Bunu avantaj olarak görüyorlar çünkü siviller vurulursa sorun yaşamayacaklar. Ancak bizim sivillere ateş etme sorunumuz var. Bu da bizim operasyonumuzu ağırlaştırıyor ve zorlaştırıyor.
İsrail, Türkiye’den nasıl bir tutum bekliyor?
“TÜRKİYE HANGİ TARAFTA OLDUĞUNA KARAR VERMELİ!”
Ortadoğu’nun bu bölgesinde temelde madalyonun iki yüzü olduğunu anlıyoruz. Bir tarafta Hamas’la, İslami Cihad’la, Hizbullah’la, devrimci selamlarla, İran İslam Cumhuriyeti’yle birlikte olanlar var. Bu bir tarafı. Diğer tarafta ise İsrail’le dostane ve barış ilişkisi içinde olan ülkeler var. Sanırım Türkiye iki taraftan hangisine ait olmak istediğine karar vermeli ve ben de Türk halkını, Türk dilini, Türk yemeklerini, Türk müziğini seven biri olarak Türkiye’nin sağ tarafta olmasını istiyorum, yani o tarafta; İsrail’le işbirliği yapan, İsrail ile dost olan, İsrail’le çok sıcak barış içinde olan bir ülke.
Şu anda ne düşünüyorsun? Türkiye şu anda nerede? Hangi taraf? Sağ taraf, İsrail tarafı diyorsunuz ama şu anda Türkiye’ye baktığınızda bunu nasıl görüyorsunuz?
Acil sorunlarımıza odaklanmaya çalışıyoruz. Acil konular bir yanda Gazze Şeridi, yani Hamas ve İslami Cihad, bu bir şey. İkinci ele aldığımız konu ise insanlarımızı teröristlerin elinden kurtarmaktır. Üçüncü konu ise Hizbullah gibi diğer düşmanların ya da Yemen’de ya da Suriye’deki teröristlerin ya da nereden ateş ediyorlarsa, bu sorunlarla da ilgilenmek. Şu anda uğraştığımız tek şey bu. Bunun ötesindeki her şey, şu anda tartışmanın gereksiz olduğu detaylardır.
ABD Başkanı Biden bir açıklama yaptı: “Gazze’nin işgali hata olur!” Bu açıklama hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce ABD Başkanı gerekli desteği gösterdi mi?
“HAMAS, ABD VE AVRUPA’NIN ORTAK DÜŞMANI”
Her şeyden önce ABD bizim en büyük dostumuz ve müttefikimizdir; yaptığımız her şeyi Amerikalılarla yapıyoruz. ABD ile İsrail arasında çok güçlü bir güven ilişkisi var ve bu bir kazan-kazan durumu. Bu dünyada İsrail’i, ABD’yi ve diğer batı demokrasilerini düşman gören terör örgütleriyle karşı karşıyayız. Yani ortak noktalarımız var. Bu çatışmada da ABD, nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu çok iyi biliyor, bu yüzden omuz omuza, yüzde 100 birlikteyiz. Ve Hamas, İslami Cihad ya da İran’ın devrimci güçleri, onlar sadece bizim düşmanımız değil, Batı’nın da, ABD’nin de, Avrupa devletlerinin düşmanı onlar.
Gazze Şeridi’ne biraz yakından baktığınızda ne olduğu çok açık. Son olarak şunu hatırlatırım, 2005 yılında Gazze Şeridini terk ettik, İsrail Gazze Şeridini terk etti, orada yaşayan hiçbir Yahudi bırakmadık. Ama olan şu ki, Hamas 2006-2007’de kontrolü ele geçirdi ve o zamandan bu yana tüm zamanlarını, çabalarını ve paralarını teröre harcadılar. Terör tünelleri, terör roketleri, insansız hava araçları, sivil altyapıdaki roket fırlatma rampaları, terör kampları, 5’ten 15’e kadar küçük çocuklar için yaz terör kampları. Kendi halkları için hiçbir şey yapmadılar. Yaptıkları tek şey koca bir nesli terörist olarak yetiştirmek.
Amaç nedir? Bunu neden yapıyorlar?
Çok kolay. Radikal İslamcı terör örgütlerinin hedefi nedir? İki amaçları var. Bu durumda Kendilerinden olmayanları yani Yahudileri öldürmek, katletmek ve sistemi değiştirmektir. Sistemin kendi istedikleri gibi olmasını istiyorlar. Biz de onların sistemini istemiyoruz, bu yüzden onları söküp yok etmemiz gerekiyor.
-Sistemi değiştirmeye mi çalışıyorlar, yoksa bir bölgeyi (Filistin’i) korumaya mı çalışıyorlar?-
Bir araya geliyor. Kendileri gibi olmayan herkesi öldürmek istiyorlar. Bunu 7 Ekim’de gördük, sadece Yahudileri değil, onlarca Müslümanı da öldürdüler. 7 Ekim’deki katliamlarında. Onlarca Müslüman. Filistinliler, Bedeviler, Taylandlı misafir işçileri öldürdüler. Yani herkesi öldürdüler, onlar için hiçbir önemi yok. Kendileri gibi olmayanı öldürüyorlar. İslami Cihad’da da aynı, İslam Devleti’nde de aynı, El Kaide’de de aynı. Onlar benim ve senin gibi bu dünyada özgür olmak isteyen erkek veya kadın herkesin düşmanıdır.
Sizce Hamas biter mi? Bir yazımda Hamas’ın bu bölgenin bir ideoloji olduğunu aktarmıştım. Sizce bu doğru bir ifade mi? Sizce Filistin ile Hamas arasında bir fark var mı?
“BU SAVAŞ BİTTİKTEN SONRA HAMAS ARTIK GAZZE’Yİ YÖNETEMEYECEK”
Öncelikle bir fikri veya ideolojiyi yok etmek neredeyse imkansız! Görüyorsunuz, Nazilerin 80 yılı boyunca, bu dünyada hâlâ Hitler’i iyi bir şey olarak hatırlayan çok sayıda insan var. Ve görüyorsunuz ki bugün Usame Bin Ladin’in bir özgürlük savaşçısı olduğunu düşünen insanlar var. Aynı şey Hamas için de geçerli. Ama sonuçta ideolojik bir şeydir, Ve ben çok eminim ki ancak bir süre sonra bunları bitireceğiz, onları, altyapılarını, ideolojilerini ve 7 Ekim katliamına aktif olarak katılan militanlarını yok edeceğiz. Bu savaş bittikten sonra Hamas Gazze’yi yönetmeyecek. Bu bir gerçek. Bu bir gerçek. Ve şu anda burada, önünüzde bu gerçeği imzalıyorum.
Bizimle birlikte olduğun için teşekkür ederiz. Eklemek veya bahsetmek istediğiniz başka bir şey var mı?
“TÜRKİYE’NİN, TÜRK DİLİNİN, TÜRK HALKININ HAYRANIYIM”
Umuyorum ki bu savaştan sonra Türkiye ve İsrail daha iyi dost, daha da iyi dost olurlar. Gelip İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı, Bodrum’u, sonra da Diyarbakır’ı ziyaret etmek, güzel yemekler, iyi arkadaşlar ve güzel müzikler edinmek istiyorum.
Arye, sen de Türkçe konuşabiliyorsun değil mi?
Biraz konuşuyorum. Benim çok Türk arkadaşım var.
Türkçe konuşabilir misiniz bize, savaş hakkında çok kurabileceğiniz basit bir cümle?
Bu benim için çok zor, uzun zamandır Türkçe konuşmuyorum ama Türkiye’nin, Türk dilinin, Türk halkının büyük bir hayranıyım. Halen birçok arkadaşım var…
Tamam, çok teşekkür ederim.
Rica ederim. Tesekkur ederim.
[Önemli Not: Gazeteci Yazar Özgür Taştan, WashingtonPress (WP) Konuk yazarıdır. Yazıları Blok Sayfaları üzerinden kopyalanmaktadır. Gazetemizle Hukuki ve Organik hiçbir bağı bulunmamaktadır.]