Özgür Taştan
[Gazeteci Yazar Özgür Taştan’ın Blog sayfasından alıntıdır]
Bu davet aynı zamanda Kürt siyasetçilerin bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarla buluşmasını da içeriyordu, yani gideceğimiz davette hem vatandaşlara hitab edilecek, hem de bizlerle bir basın toplantısı yapacaklardı.
Washington’un güneyinde yer alan bu küçük otele vardığımızda, otelin girişinde bizleri Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür ve Partinin Washington temsilcisi Seyid Rıza karşıladı. BDP’nin Washington’da düzenlediği toplantıların sanırım üçüncüsü olan bu toplantıya yine bir zamanlar Washington temsilcisi olan, şimdilerde ise Milletvekili olarak tanıdığımız Nazmi Gür zamanında katılmıştım. Bu üçüncü toplantı ile diğerini birbirinden ayıran tek farkın çözüm sürecine katkı sağlamaları sebebiyle biraz daha özgüven kazanmış bir imaj vermeleriydi.
Toplantının yapılacağı salona geçtiğimizde yuvarlak masalar etrafında oturan küçük bir kalabalık arasında, Washington çevresinde yaşadığını tahmin ettiğim tanıdık simalar, üniversite öğrencileri, aileler ve birkaç Amerikalı, duvarda ise küçük bir parti bayrağı dışında herhangi bir resim ve bayrak bulunmuyordu.
Yanımıza gelerek hemen sohbete başlayan Ahmet Türk, Washington’a yapılan ziyaretin sebebini şu sözlerle özetledi;
”Çözüm Süreci’nin önemli bir süreç olduğunu ve Kürt sorununun çözülmediği takdirde ortadoğu’da barışın kalıcı hale gelemeyeceğini Amerikalılara anlatmaya çalıştık… Onlar’da –Evet Kürtler önemli bir aktördür yani ortadoğu demokrasiyi esas alıyorsa, demokratik bir ortadoğu, demokratik bir Türkiye düşünülüyorsa Kürtlerin taleplerinin mutlaka göz önünde tutulması gerekir– gibi bir yaklaşım içinde olduklarını gözlemledik” diye konuştu.
Türkiye’deki çözüm süreci hakkında ABD’li yetkililerle görüştüklerini belirten Türk’ün bizlerle yaptığı toplantı sırasında, dönüp dolaşıp konuyu Irak ve Suriye Kürtlerine getirmesi bizleri oldukça şaşırttı… Bu sürecin diğer sınırlarda yaşayan kürtlerle, ne gibi bir ilişkisi olduğu konusundaki soruma, Türk’ün verdiği cevap hayli ilginçti; ”Suriye’deki Kürtler demokratik bir Suriye istiyor, bir statüye sahip olmak istiyor…Türkiye bunu kabül etmeyip kürtlere taviz verilmesin diye Irak hükümetine baskı yaparsa bu barışçıl süreci nasıl geliştirebiliriz?!. Eğer sancılı, sıkıntılı bir süreç burada başlarsa, yeniden bir çatışma olursa Suriye’deki Kürtlerle Türkiye’deki Kürtlerin ilişkileri nasıl normalleşebilir. Bunlar çözüm sürecinde birbirini etkileyen faktörlerdir.” diye konuştu.
Washington’da yaptığımız ve yaklaşık 1 saat süren basın toplantısı sırasında, Ahmet Türk’ün konuyu sürekli olarak Suriye ve Irak’taki Kürtlerin statüleri etrafında dolaştırması sebebiyle, BDP’nin de son günlerde global bir sorun haline gelen Suriye konusunda yoğunlaştığı sonucunu çıkardım. Zira mesaisinin büyük bir bölümünü Suriye üzerine harcayan ABD ile görüşüp, bu sorunun dışında kalmak pek mümkün değil, fakat konuşmalardan anlaşıldığı kadarıyla, BDP Suriye’nin Esad tarafı ile değil de, Kürt tarafı ile ilgileniyor, sanki buradan kendilerine bir görev çıkartmışlar gibi..!
Toplantının son çeyreğinde, baktım ki konu Suriye ve Irak’tan öteye gitmeyecek o halde bölgedeki PKK’nın durumu hakkında bir soru yönelteyim istedim; ‘’Türkiye’yi terk ederek Irak’a yerleşen PKK militanlarının Suriye’deki muhalif güçlerle işbirliği yapması, Esad’a karşı savaşması mümkün mü?” soruma cevap olarak, Türk farklı şeyler konuşmayı tercih etti, bende bu konuda daha fazla ısrarcı olmak istemedim. Yapılan Basın toplantısını genel olarak özetlemeye çalışırsak, çıkan sonuç şu şekilde; BDP’ye göre Çözüm Süreci’nin Türkiye ve Ortadoğu olmak üzere iki ayağı bulunuyor, Türkiye ayağında durumun gayet iyi gittiğini belirten Türk’ün şimdilik tek endişesi Ortadoğu’dan ibaret… Bakalım Washington ziyareti bu süreçte nasıl bir rol oynayacak.
ABD-Washington
[Önemli Not: Gazeteci Yazar Özgür Taştan, WashingtonPress (WP) Konuk yazarıdır. Yazıları Blok Sayfaları üzerinden kopyalanmaktadır. Gazetemizle Hukuki ve Organik hiçbir bağı bulunmamaktadır.]
